Oldukça Popüler Olan Yiyecekler Hakkındaki Bu Bilgileri Öğrenince Çok Şaşıracaksınız

Fondünün temeli peynirin bir kap içinde eritilmesi ve bu erimiş peynire uzun çatallarla ekmek parçaları bandırıp yemeye dayanıyor. Geleneksel İsviçre fondüsü, İsviçre’nin ünlü iki peynirinin eşit miktarda karışımından yapılıyor: Emmental ve gruyer. Bu yemeğin ismi Fransızcadan gelmektedir. Bundan yüzyıllar öncesinde İsviçreliler yaz sonunda ve sonbaharda, kış boyunca erzak olarak tüketmek için ekmek ve peynir üretip depolarmış. Ancak zamanla bu ekmekler bayatlayıp sertleşir ve bazen ancak baltayla doğranacak hale gelirmiş. Peynirler de gün geçtikçe taşlaşırmış. Ama zamanla, yine İsviçre’nin yöresel bir ürünü olan şarabı bu sertleşmiş peynirle karıştırıp ısıttıklarında kalın ve lezzetli bir sos elde edebildiklerini görmüşler. Dahası, bayat ekmekleri bu sosa bandırdıklarında ekmekler yumuşayıp yenebiliyor, hatta bayağı lezzetli bir hal de alıyormuş. İşte bunun üzerine aileler ocağın önüne dizilir, ateşin üzerindeki kara tencerede kaynayan bu sosa bandıra bandıra yeni keşfettikleri bu yemeği yermiş. Fondünün İsviçre dışında 1960’lı yıllarda tanınmış ve ABD’de 1970’li yıllarda tanınmıştır.

1800’lü yıllarda baked alaska ilk defa  Charles Ranhofer tarafından Alaska’nın eyalet olması üzerine yapılmıştır. Üzeri ‘meringue’ ile kaplı bir tür dondurmalı kektir. ‘Maringue’ temelde yumurta akı ve şekerden oluşan bir karışımdır. Yani kısaca bezedir.  Bezenin üzeri bu karışım ile kaplanır. Görsel bir şölen olması için de likör yardımı ile yakılarak masaya getirilir. Genelde çilekli, çikolatalı ve vanilyalı dondurma ile yapılır. Çilekli veya karışık orman meyveli sos ile servis edilir.

Kurutulmuş domatesler 1500’lerden beri Akdeniz mutfağının temel gıdası olmuştur. Amerikalılar ise 1980’lerde ve 1990’larda diyet yapmaya daha fazla önem vermişlerdir ve onlar için Akdeniz diyeti en sağlıklı yemek seçeneklerinden biri haline gelmiştir. Lokantalar da ve evlerde kurutulmuş domatesler; salatalardan makarnaya kadar her şeyde kullanılmaya başlanmıştır. Amerikalı çiftçilerin trendi yakalaması çok uzun sürmemiş. Çünkü güneşte kurutulmuş domateslerin her aşçı için erişilebilir hale gelmesin daha ucuz ve daha karlı bir yolu çiftçiler tarafından bulunmuş. Domatesleri güneşte kurutmak yerine, domates yetiştiricileri domatesleri büyük, endüstriyel kurutuculara yerleştirip bu şekilde kurutmuştur. Kısa süre sonra pazar aşırı doymuştur. Market rafları güneşte kurutulmuş domatesli simit, kraker ve hatta ekmeklerle dolmuştur. Fakat zamanla kurutulmuş domatesin popülaritesi azalmıştır.

Waldorf Salatası, 14 Mart 1893’te New York’taki Waldorf Astoria Hotel’de Oscar Tschirky tarafından yaratıldı. Bu salata, St. Mary’s Çocuk Hastanesini onurlandıran bir yardım balosunda tanıtıldı. İlk çıkışı, önceki gün açılan Waldorf otelininkiyle aynı zamana denk geldi. Yardım balosu otelde düzenlenen ilk etkinlikti. Orijinal tarif sadece elma ve kerevizin mayonezle karıştırılmasını gerektiriyordu. Bazıları orijinal tarifin üzümleri de içerdiğini söylüyor, ancak bu, Oscar’ın 1896’da yayınlanan kendi yemek kitabıyla çelişiyor. Ancak, tarife eklenmeye başlayan ilk ilave üzümdü. 1920’lerde cevizler salataya eklendi. İnsanların karışıma marshmallow eklemeye ne zaman başladığını kimse bilmiyor, ancak büyük olasılıkla 1930’lardan sonraydı. Bugün tarif genellikle mayonez soslu doğranmış elma, kereviz, üzüm ve cevizlidir.

New Orleans’ta, bar yöneticilerinin içki içen müşterilere ücretsiz öğle yemeği sunmasıyla trend başlamış. Haşlanmış yumurta iyi bir seçim çünkü çoğu barda belirli kokteyl tarifleri içinde zaten yumurta mevcut. Pişirildikten sonra saatlerce dışarıda kalabilen yumurtalar, içki içenleri bara çekmek için ideal bir atıştırmalık olmuş. Barlar birkaç nedenden dolayı salamura yumurta servisine geçmeye başlamış. Bu nedenler arasında salamura yumurtanın daha uzun süre dayanması ve soğutma olmadan uzun süre dışarıda bırakılabilir olması yer almış. Tuzlu sirke tadı da müşterilerin daha fazla susuz kalmasına neden oldu ve müşteriler susuzluğu gidermek için daha fazla içki sipariş etmeye başlamışlar. Protein dolu atıştırmalık, insanların bir oturuşta sarhoş olmasını önlemeye  yardımcı olmasının yanında işçilerin yumurta kabuklarını temizlemelerini de engellemiştir.

2000’li yılların başında ketçap severler, markete gittiklerinde seçim yapmakta zorlanıyorlardı çünkü çok fazla seçenek vardı. Tüketiciler, hamburger ve patates kızartmasının yanına sıradan ketçap ve buna ek olarak; pembe, deniz mavisi, mavi, mor, turuncu ve yeşil ketçap da sıkmayı tercih ediyorlardı. EZ Squirt olarak adlandırılan ambalaj, çocukların tuhaf renkli ketçapları tabaklarına kendi kendilerine servis etmelerini de kolaylaştırdı. Ancak çocuklar çok çabuk sıkıldıkları için Heinz, EZ Squirt serisine bir sonraki renkleri ilave etmeden önce tam 2 yıl bekledi. Funky Purple ve Passion Pink gibi yabancı renkleri için de süreç devam etti. Lezzet istenildiği gibi ayarlanamıyordu. Bu durum sonunda Heinz’i EZ Squirt ürünlerinden domates ketçabı etiketini çıkartmak zorunda kaldı. Ebeveynler gıda ürünlerinin içeriğine dikkat etmeye başladığı için, renkli ketçap akımı etiketin çıkması sonucun da aniden sona erdi.