Bazı insanlar yalnızlığı severler ve yalnızlığı seçerler. Bazı insanlar özellikle yalnızlığı çağırır. Yalnız olmak onlara göre mutluluğu bulmaktır. Yalnız olmak onlara göre kendine yetmektir. Yalnız olmak onlara göre kimseye ihtiyaç duymamaktır.
Bu yazımızda seçilmiş yalnızlık üzerine birşeylerden bahsedeceğiz. Bu yazı yalnızlığa sitem eden bir yazı olmayacaktır. Bilhassa bazı insanların neden yalnızlığı övdüğüne ve neden yalnızlığı seçtiğine dair bir yazı olacaktır.
Yalnızlık Bir Seçim mi?
Yalnız olan insanlar genelde her yalnız geçirdikleri gün kendi yalnızlıklarına daha bir ikna olmaktalar. Durumlarının farkında olsalar bile bunu kendilerine itiraf etmekte zorlanıyorlar. Onların durumu aslında biraz da seçilmiş yalnızlıktır. Birkaç ağır aşk ilişkisinden sonra kendi kabuğuna çekilirler. İstedikleri an yalnızlıklarını yenebilecek güçte olsalar da bunun ya farkında değildirler ya da bunu canı gönülden istemezler. Yalnız olmak irademizle doğru orantılı birşeydir. Bunun farkına çok geç varılıyor.
Yalnızlık aslında kişinin kendini sorgulama sürecini hızlandırır. Kendisini dinlemesini sağlar. Bu durum yalnızlık olarak değil de inziva olarak değerlendirilmelidir. İnsanlar çaresizlik sonucu yalnız kalabilir ancak bazı insanlar özellikle yalnız kalmayı seçerler. Seçilmiş yalnızlık işte bu yüzden en değerli yalnızlık çeşididir. O insanın kulağına fısıldar. Kendini tanımasını sağlar. Kalabalıklarda işitemeyeceği şeyler söyler. Onun tadı çok farklıdır. Bunu seçen bir insan artık geriye kolay kolay dönemez. Seçilmiş yalnızlık kişiyi cımbızlar, sarsar ve kendine getirir. Ona hayatı boyunca kim olduğunu sorar ve ona kim olduğunu öğretir. Kalabalıklarla kimsenin sormadığı soruları sorar ve kimsenin veremeyeceği cevapları verir. İşte seçilmiş yalnızlığın kendine has bir tadı vardır. O nedenle bazıları yalnızlığı seçer.
Yorum Yok